Manisa'nın Soma ilçesinde kömür ocağı madeninde olan kaza bütün ülkeyi olduğu gibi beni de derinden sarstı. Öncelikle vefat eden işçilere Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum...
Aslında nereden başlayacağımı, ne yazacağımı bilemiyorum. Çok derin ve karmaşık duygular içindeyim. Fakat aklımda olan ve bilinmesini isteğim birçok konu var. Öncelikle maden işçilerinden biraz bahsedelim. Her gün evine ekmek götürebilmek için yerin metrelerce altına inen, tozun isin içinde ağır şartlar altında çalışan tertemiz insanlardan... Bir madende hiç çalışmadım ama nasıl bir şey olduğunu çok düşündüm. Yerin metrelerde altında adeta canlı canlı bir mezara girer gibi güneş ışığı olmayan, oksijeni az klostrofobik bir yerde çalışmak. Kim ister ki böyle bir işi? Dünya böyle işte insanın karşısına güzel bir iş, güzel bir hayat altın tepside sunulmuyor. Ne sen ne ben kimse istemez öyle bir işte çalışmayı fakat hayat şartları o güzel insanları oralara itiyor. Aslında bu olaydan biraz ders çıkarmalı kendi halimize şükretmeliyiz. Güzel bir ofiste, temiz kıyafetlerle masa başı çalıştığı halde, aldığı maaştan veya bugün verilen yemeklerden şikayet eden insanlar şikayet etmeden önce bir kere daha düşünmeli artık...
Ülkede 3 günlük milli yas ilan edildi. Millet olarak çok duyarlı, çok duygusal bir milletiz aslında... Acıları paylaşır, üzüntüleri beraber yaşarız. Fakat çok acı bir gerçeği de söylemeden geçemem. Türkiye'nin gündemi olan, her saniye televizyonlarda canlı yayınları yapıldığı tek, haber kanallarının fazladan bir bilgi vermek birbiriyle yarıştığı bu olayın 1 ay içinde unutulacak olması... 1 ay sonra yeniden ünlülerin selülitlerinin yayınlandığı, kimin kiminle gecelerde yakalandığı bir gündemi hep beraber izleyeceğiz. Kurtulan maden işçileri de ölüm oranının yüksek olduğunu bile bile yeniden madenlerde bazı insanların 1 günde harcadığı parayı kazanmak için çalışmaya mecbur kalacaklar. Çünkü çalışmazlarsa kirayı ödeyemeyip evsiz, faturayı ödemeyip susuz-elektriksiz ya da ekmek alamayıp aç(!) kalacaklar.
Birde bu kötü olaydan çıkar elde etmeye çalışan insanlar var tabi. Aslında bunlara insan demek bile suç! Ölen insanlar üzerinden siyaset yapmaya başlayan kişiler veya gruplar türedi bile. Berkin Elvan veya Mısırlı Esma'da olduğu gibi ölümleri sahiplendiler. Bu insanların üzerinden siyaset yaptılar. Esma'ya üzülünce bir kesim sana sövdü. Berkin'e üzülünce diğer kesim sana sövdü. Kimse hepimiz insanız ve bir insan öldü demedi. O insanlar tıpkı benim olduğu gibi birinin kardeşi, birinin oğlu/kızı demedi. Soma'daki işçilere demiyorlar. O temiz insanların arkasına geçip birbirlerine saldırıyorlar!!! Şu acı olaya bile AKP-CHP-MHP denen pislikleri bulaştırıyorlar! YAZIK!
Aslında söylenecek çok söz var fakat uzatmak istemiyorum. Tek bir temennim var o da 1 ay sonra bu insanların unutulmaması. En azından o ölen insanların bir ailesi olduğunun unutulmamasını ve devlet tarafından gerek maddi gerek manevi desteğin tam olarak verilmesini istiyorum. Umarım sesim bir yerlere ulaşır.
Not: İçimi cız ettiren gözlerimin dolmasına sebep olan bir olay;
Yaralı kurtulan bir işçinin sedyeye yatarken, kirli çizmelerinden rahatsız olup çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin demesi...
Yüzleri kömür karası olsa da içlerinin tertemiz olduğunun en büyük göstergesidir.
Buradan izleyebilirsiniz;
http://www.youtube.com/watch?v=SjYbmybQB5c