Daha önce 2 yıllık bir üniversite okuduğumu yazmıştım. Keşke 4 yıllık bir üniversite okusaydım. Keşke evde pineklik etmeyip sınavlara çalışsaydım. Aslında 8. sınıfa kadar inek sayılabilecek biriydim. Arkadaslarım dershanelere gider, denemelere girer, günde 5-8 saat ders çalışırdı. Ben bunu hiç yapamazdım ve çokta anlamsız gelirdi. Robot misali programlanıp ona uymak benim asi ruhuma göre değildi. Sınıftaki o robotları görürdüm. Sosyal hayat sıfır. Annesi çalışsın diye ekmek almaya bile yollamıyordu. 1 sene kadar bu monoton hayatı yaşamak...
Düşünürken bile içimin sıkıldığını hissederdim. Hem neden ben arkadaşlarımla yarıştırılmak zorundaydım ki?
Bugün Ahmet 70 net yapmış ben daha fazla yapmalıyım!!!
Ayşe 2 saat fazla çalışmaya başlamış. Aman Allah'ım!
Ne için bu yarış? Çalışırsın, bu yarışı kazanmak için koşturursun. Çabalarsın! Çabalarsın! Yarın seni işe alsın diye CV uzattığın adam liseyi yarıda bırakmış biri çıkar. Sonra düşünürsün acaba ben boşuna mı koştum?
Bunu okuyup "harbi lan çalışmıyorum" deme. Çalış ama bir hedefin olsun. Ne için çalışıyorsun?
Güzel bir üniversite kazanıp iyi bir işe sahip olmak için!
Bırak güzel bir işi sen ne istiyorsun? Meslek veya alan seçimi yaparken bu iş için uygun olup olmaya bakılmıyor nedense... Hmm tıp mı? Bunda iyi para var. Bir doktor nerden baksan 4-5 bin alır. Yaz anasını satayım!
Yaz anasını satayım yaz... Kan görmeye dayanabilir miyim? Ameliyat stresini kaldırabilir miyim? Bir insanın hayatını ellerime alabilir miyim düşüncesi nerede? Sonra da Türkiye de neden hiç bir iş tam yapılmıyor? Neden kimse işinde uzman değil? Zaten eğitim tam verilmiyor üstüne bir de yeteneği veya isteği olmayan bir iş yapıyor. Sen bu adamdan ne beklersin?
Aslında tıp öğrencisine coğrafya tarih sorulan bir sistemde öğrencilerin böyle yapması çok normal... Çünkü sistem yamuk! Sen istesen de dik duramazsın!
En basitinden müzik dersini ele alalım. Yıllarca bize öğrettikleri şey do, re, mi, fa, sol, la, si, do birde bemoller var onları boşverin deyip geçiyorlardı. Sonrada blok flütü tutuşturuyolardı elimize...
Koyunsunuz bari kendi kavalınızı da kendiniz çalın der gibi. Küçük yaştan çocuğun kafada müzik bu olarak kalıyo. Hiçbir eğlencesi yok. Çünkü hocası ona 45 dk boyunca sol anahtarını düzgün çizmeyi anlatıyor. Şu an Türk öğrencilerine müzik dersi nedir diye sorulsa "o ders mi yauv?" der. Çünkü o ders her zaman boş geçen 45 dakikayı gır gır ve şamatayı temsil etti. Çünkü o kaynatılmış bir dersti.
Sonra?
"Yav bu gavur müziği bile güzel yapıyor" diye söylenir, sonrada dam üstünde un eler diye mırıldanarak hayatına devam edersin. Yurt dışındaki okullarda adam istediği enstrümanı seçiyor ve onda profesyonel oluyor. Üstüne beste yapıyor. Yanlış anlamayın başka ülkeleri üstün görmeyi sevmem. Ne varsa batıda var kafasında da değilim ama iyi yanlarını da görüp uygulamazsan bu aptallıktır.
5. sınıftan sonra İngilizce dersi almaya başlıyoruz. Yıllarca bize öğretilen I go, You go, We go... Üniversiteye kadar bu eğitimi aldıktan sonra bir turist karşısında projeksiyon görmüş tavşan gibi oluyoruz. Sonra karşındaki sağırmışcasına bağırarak heceleye heceleye BURDAN! GO! GO! GO! ORDA! OR-DA! OTOBÜS!! O-TO-BÜS!!
Bir arkadaşım var aşırı zeki bir çocuk. Beyni aşırı faal, yerinde duramıyor size abartısız söylüyorum adamın eline eski bir radyo,biraz kablo ve pense versen sana robot yapar. Fakat okulunda bir atölye yok ve malzeme sıkıntısı var!
Üzerindeki çamur silinse ışıl ışıl parlayacak insanlar böyle böyle parlaklığını kaybediyor. Belki yazdıklarım saçmadır. Belkide çok büyük ders veriyodur bu önemli değil. Ben kendimce gördüğüm yanlışları yazdım. Kim bilir belki M.E.B ten birileri masa başında oturmuş çayını içip internette sörf yaparken bu yazıyı görür. Belki ona da yanlış gelir ve bir şeyler yapmak için çabalar. Belki de ülkeme bir yararım olur.
Ama dediğim gibi BELKİ...
NOT: Büyük hedeflerim var. Yakında Türkiye'nin sayılı zenginlerinin arasında olamasamda sisteme uymak için koşturan insanlardan daha zengin olacağıma inanıyorum. Yani inşallah :)
Düşünürken bile içimin sıkıldığını hissederdim. Hem neden ben arkadaşlarımla yarıştırılmak zorundaydım ki?
Bugün Ahmet 70 net yapmış ben daha fazla yapmalıyım!!!
Ayşe 2 saat fazla çalışmaya başlamış. Aman Allah'ım!
Ne için bu yarış? Çalışırsın, bu yarışı kazanmak için koşturursun. Çabalarsın! Çabalarsın! Yarın seni işe alsın diye CV uzattığın adam liseyi yarıda bırakmış biri çıkar. Sonra düşünürsün acaba ben boşuna mı koştum?
Bunu okuyup "harbi lan çalışmıyorum" deme. Çalış ama bir hedefin olsun. Ne için çalışıyorsun?
Güzel bir üniversite kazanıp iyi bir işe sahip olmak için!
Bırak güzel bir işi sen ne istiyorsun? Meslek veya alan seçimi yaparken bu iş için uygun olup olmaya bakılmıyor nedense... Hmm tıp mı? Bunda iyi para var. Bir doktor nerden baksan 4-5 bin alır. Yaz anasını satayım!
Yaz anasını satayım yaz... Kan görmeye dayanabilir miyim? Ameliyat stresini kaldırabilir miyim? Bir insanın hayatını ellerime alabilir miyim düşüncesi nerede? Sonra da Türkiye de neden hiç bir iş tam yapılmıyor? Neden kimse işinde uzman değil? Zaten eğitim tam verilmiyor üstüne bir de yeteneği veya isteği olmayan bir iş yapıyor. Sen bu adamdan ne beklersin?
Aslında tıp öğrencisine coğrafya tarih sorulan bir sistemde öğrencilerin böyle yapması çok normal... Çünkü sistem yamuk! Sen istesen de dik duramazsın!
En basitinden müzik dersini ele alalım. Yıllarca bize öğrettikleri şey do, re, mi, fa, sol, la, si, do birde bemoller var onları boşverin deyip geçiyorlardı. Sonrada blok flütü tutuşturuyolardı elimize...
Koyunsunuz bari kendi kavalınızı da kendiniz çalın der gibi. Küçük yaştan çocuğun kafada müzik bu olarak kalıyo. Hiçbir eğlencesi yok. Çünkü hocası ona 45 dk boyunca sol anahtarını düzgün çizmeyi anlatıyor. Şu an Türk öğrencilerine müzik dersi nedir diye sorulsa "o ders mi yauv?" der. Çünkü o ders her zaman boş geçen 45 dakikayı gır gır ve şamatayı temsil etti. Çünkü o kaynatılmış bir dersti.
Sonra?
"Yav bu gavur müziği bile güzel yapıyor" diye söylenir, sonrada dam üstünde un eler diye mırıldanarak hayatına devam edersin. Yurt dışındaki okullarda adam istediği enstrümanı seçiyor ve onda profesyonel oluyor. Üstüne beste yapıyor. Yanlış anlamayın başka ülkeleri üstün görmeyi sevmem. Ne varsa batıda var kafasında da değilim ama iyi yanlarını da görüp uygulamazsan bu aptallıktır.
5. sınıftan sonra İngilizce dersi almaya başlıyoruz. Yıllarca bize öğretilen I go, You go, We go... Üniversiteye kadar bu eğitimi aldıktan sonra bir turist karşısında projeksiyon görmüş tavşan gibi oluyoruz. Sonra karşındaki sağırmışcasına bağırarak heceleye heceleye BURDAN! GO! GO! GO! ORDA! OR-DA! OTOBÜS!! O-TO-BÜS!!
Bir arkadaşım var aşırı zeki bir çocuk. Beyni aşırı faal, yerinde duramıyor size abartısız söylüyorum adamın eline eski bir radyo,biraz kablo ve pense versen sana robot yapar. Fakat okulunda bir atölye yok ve malzeme sıkıntısı var!
Üzerindeki çamur silinse ışıl ışıl parlayacak insanlar böyle böyle parlaklığını kaybediyor. Belki yazdıklarım saçmadır. Belkide çok büyük ders veriyodur bu önemli değil. Ben kendimce gördüğüm yanlışları yazdım. Kim bilir belki M.E.B ten birileri masa başında oturmuş çayını içip internette sörf yaparken bu yazıyı görür. Belki ona da yanlış gelir ve bir şeyler yapmak için çabalar. Belki de ülkeme bir yararım olur.
Ama dediğim gibi BELKİ...
NOT: Büyük hedeflerim var. Yakında Türkiye'nin sayılı zenginlerinin arasında olamasamda sisteme uymak için koşturan insanlardan daha zengin olacağıma inanıyorum. Yani inşallah :)